Şehir merkezini gezmek isteyenler için en ideali Museums Quartier’dan başlamak… Arkanızı Museums Quartier’a verip yürümeye başladığınızda Kunsthistorisches ve Naturhistorishes Müzelerini, imparatorluk sarayındaki Avusturya Ulusal Kütüphanesi’ni, yine bu binada bulunan ve eserleri Türkiye’den getirilmiş olan Efes müzesi’ni, Etnoğrafya Müzesi’ni, Avusturya Tiyatro Müzesi’ni ve daha birçok tarihi binayı görmek mümkün. Yunan tapınaklarını andıran ve önünde dev bir Athena heykeli bulunan Parlamento binası, tarihi belediye binası ve Stephansplatz’taki tarihi kilise şehir merkezindeki görmeye değer diğer yerlerden ve hepside birbirine yürüme mesafesinde. Şehir merkezinden metroyla ulaşılabilecek olan Schönbrunn Sarayı(güzel çeşme anlamına geliyor) ise çok görkemli bir Avusturya sarayı. "Viyana'nın Versailles'i" da denilen sarayda 1400'den fazla oda ve birçok büyük bahçe bulunmakta. Belvedere Sarayı ise bahçeleriyle ve sanat galerileriyle Viyana'nın en çekici yerlerinden biri. Bu galerilerin en önemli özelliği ise Avusturyalı sembolist ressam Gustav Klimt'in tablolarına ev sahipliği yapması. Dünya üzerindeki en geniş Gustav Klimt koleksiyonu Belvedere Sarayı'nın içinde yer alıyor. Elbette meşhur "Kiss" tablosu da burada.
Viyana kafeleriyle de ünlü. Şehrin merkezindeki hemen hemen her kafede leziz bir kahve içebilir, sınırsız çeşitlilikte pastalardan tadabilirsiniz. Ama ben özellikle apfelstrudel’i tavsiye ederim.Fazla vaktiniz yoksa ve seçim yapmak zorundaysanız da Cafe Demel'i öneririm.
Yemek konusunda ise elbette ki Viyana Şnitzel’ini tek geçerim. Oradan Şnitzel yemeden dönmek, Bursa’ya gidipte İskender yememek gibi bir şey. Şehir merkezinde Şnitzel yiyebileceğiniz pek çok güzel ve köklü restoran var. Ama daha otantik bir şeyler istiyorsanız Grinzing’e gidin derim. Viyana’nın biraz dışında bir kasaba Grinzing, ama merkezden 38 no'lu tramvayla ulaşılabiliniyor. Geleneksel Avusturya kültürünü yansıtan, çoğu birer ikişer katlı binalardan oluşan restoranlarda ev yapımı şarapları tadıp, keman eşliğinde, yerel yemeklerden yiyebilirsiniz.
Viyana’nın harika bir toplu taşıma sistemi var. Tren, otobüs, tramvay ve metro aksamadan işliyor. Metro hemen hemen şehrin tüm önemli yerlerinden geçiyor. Stephansplatz, Karlsplatz, Schwedenplatz ve Westbahnhof, metro, tren ve otobüs duraklarının kesiştiği önemli noktalar. Metroların girişinde o hattın iki yönündeki tüm metro duraklarını gösteren tabelalar var. Bu sayede aşağı inmeden gideceğiniz yönü bulup doğru tarafa geçebilirsiniz. Metro o kadar hızlı işliyor ki, diğer toplu taşıma araçlarına binmeye gerek kalmıyor. Metro istasyonlarından ücretsiz edinebileceğiniz bir toplu taşıma haritası sayesinde şehrin her yerine kolayca ulaşabilirsiniz.
Bu arada, Viyana’da normal musluk suyu, satın alınan hazır kaynak suları kadar, hatta onlardan bile temiz ve lezzetli. Zaten bu yüzden turistler dışında hiç kimse satın almıyor suyu. Ayrıca şehrin belli yerlerine konmuş olan su sebillerine de sık sık rastlamanız mümkün. Yani Avrupa’da suya bir servet ödemeden gezebileceğiniz ender şehirlerden biridir Viyana.